Kayıtlar

Karma İnancı Nedir ?

 Aslında dinlerin özüne de baktığında bu karma inancını görebilirsiniz. Güçlü insan, güçsüz insanı ezdiğinde eğer o güçlü insandan daha güçlü bir insan veyahut varlık yoksa güçsüz insan asla hak ettiği şeyi alamayacak ve bu durumda her zaman güçlü olan kazanmış olacak. Hâliyle bu da güçsüz insan için kötü bir durum. Şimdi bu yazdığım olayı iki farklı açıdan inceleyebiliriz. 1-İnsanın umuda olan bağlılığı  İnsan çoğu şeyin önce olmasını umut eder daha sonra o şey için çalışmaya başlar. Burada umut bir bakıma bir amaç görevi görür. Örneğin x üniversitesini kazanmalıyım bundan dolayı günde y saat çalışmam lazım. Burada umduğumuz şey x üniversitesini kazanmaktır. Bu umut doğrultusunda harekete geçeriz. Şimdi bunun karma inancı ile ilgisine gelelim. Yukarıda verdiğim olayda güçsüz olan kaybettiği için bir gün kazanacağını ummaktadır. Dolayısı ile bu umma eylemi onun bir aksiyon yaratmasını sağlar ve günün birinde gerçekten kazanabilir. Bir gün güçsüzden güçlüye dönüşebilir. Ama bu insan bu

Hayatın Anlamı

  Hayatın anlamını aramaya başlamadan önce hayatın anlamının kimler için aranabilir, sorgulanabilir bir anlam olduğunu açıklamakla başlamak istiyorum. Birkaç görüşüm nihilizmle ile uyuşabilir ama nihilist değilimdir. Birkaç görüşümü anarşizmle uyuşabilir ama anarşist değilimdir. Birkaç görüşüm hümanizm ile uyuşabilir ama hümanist değilimdir. Birkaç görüşüm sosyalizme uyuşuyor olabilir ama sosyalist değilimdir. Bazen deterministimdir bazen değilimdir. İşin özü kendime bir kalıp aramam. Kendimi bir kalıba sokmaya çalışmam. Kendi kafesimi kendim yaratmam ve yaratanları da hiç anlamam. Bir şeye sonuna kadar inanamazsınız çünkü inandığınız anda körleşmeye başlarsınız inandığınız şeye doğru. İnandığınız şey sizi kısıtlar. Dediklerim yanlış anlaşılmasın lütfen. İlla ki inanmayın, savunmayın demiyorum. Çok istiyorsanız buyurun inanın ama her an sapma imkanınız olsun o yoldan. O yolun her içinde bulunduğunuz saniyesinde sizi kendisine ısrarla çekmesine izin vermeyin ne kadar güzel de görünse iğ

Koşuşturma Dolu Bir Hayat

Yürüyorum. Ayaklarımda bir acı hissetmeye başladım. Gözlerimi ayaklarıma çevirdiğimde ise ayaklarımın yalın olduğunu fark ettim ama bu beni durdurmaya yetmiyor. Amacımı bilmesem de bir kaplumbağa gibi yürüyorum, aynı kararlılık ve aynı hızda. Arada bir sanki yürümeyi yeni öğrenmiş bir bebek gibi sendeliyorum. Ben sendeleyerek yürümeme devam ederken etrafımda bir anda insanlar toplanıyor ve bazıları fısıldayarak kendi aralarında bazılar ise bana bağırarak ayağına ayakkabı giysene diyorlar. Ben ise yüzlerine bile bakmıyorum. Ama içten içe sinirleniyor "sanki ayakkabım var da giymiyorum" diyecekmiş gibi oluyor ama kendimi son anda susturmayı başarıyorum. Sendelemem yürümeye devam ettikçe azalıyor ve en sonunda geçiyor. Ben ise bunun cesareti ile koşmaya başlıyorum. Koştukça daha fazla koşasım geliyor ve bende haliyle koşuyorum. Nereden geldiğini bilmediğim bazı sesler bana yüzmeyi ağaçlara tırmanmayı, uçmayı öğretmek istiyor ama ben en iyi koştuğumu bildiğimden bu sesleri kend