Karma İnancı Nedir ?

 Aslında dinlerin özüne de baktığında bu karma inancını görebilirsiniz. Güçlü insan, güçsüz insanı ezdiğinde eğer o güçlü insandan daha güçlü bir insan veyahut varlık yoksa güçsüz insan asla hak ettiği şeyi alamayacak ve bu durumda her zaman güçlü olan kazanmış olacak. Hâliyle bu da güçsüz insan için kötü bir durum. Şimdi bu yazdığım olayı iki farklı açıdan inceleyebiliriz.

1-İnsanın umuda olan bağlılığı

 İnsan çoğu şeyin önce olmasını umut eder daha sonra o şey için çalışmaya başlar. Burada umut bir bakıma bir amaç görevi görür. Örneğin x üniversitesini kazanmalıyım bundan dolayı günde y saat çalışmam lazım. Burada umduğumuz şey x üniversitesini kazanmaktır. Bu umut doğrultusunda harekete geçeriz. Şimdi bunun karma inancı ile ilgisine gelelim. Yukarıda verdiğim olayda güçsüz olan kaybettiği için bir gün kazanacağını ummaktadır. Dolayısı ile bu umma eylemi onun bir aksiyon yaratmasını sağlar ve günün birinde gerçekten kazanabilir. Bir gün güçsüzden güçlüye dönüşebilir. Ama bu insan bu umma eylemini farklı bir şekilde de algılayabilir. O da ikinci madde olacak.

2-Kolaya kaçma ve karmanın din ile ilişkisi

Nietzsche alkol ve dinin toplumun en büyük afyonu olduğunu söyler. Alkol içerek problemlerimizi unutur ve onlarla yüzleşmeyiz veya kutsal kitaptan iki güzel cümle okuyarak bütün problemleri unutup yine o problemlerle yüzleşmeyiz ve kendimizi geliştiremeyiz. Yani asla güçlü olan kişi olamayız. Karma inancı da aynı şekilde yorumlanabilir. Bu karma inancına inanarak bir gün o kişinin tamamen kendiliğinden cezalandırılacağına ve güçsüz halimizden bir anda, öylesine güçlü duruma geçeceğimize inanıp kendimizi kandırabiliriz. Bu kandırma ise bizi bir bakıma sakinleştirmeye ve mutlu yapmaya yeter. Her ezildiğimizde aynı acıyı çekeriz ve her acıyı çektiğimizde de aynı afyonu alırız. Bu döngü böylece sürüp gider.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Koşuşturma Dolu Bir Hayat

Hayatın Anlamı